Meaning of
"has"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
HAS
PECULIAR
has
proper
Has
Pure
has
appanage
HAS
APPROPRIATE
HAS
SPECIAL
has
special
has
refined
has
particular
HAS
PRIVATE
has apre
fast finish
has boya, solmaz boya
fast dye
has ipek
net silk
Has kefal,Paçoz,Avrita balığı.
GREY MULLET
has olmayan integral
improper integral
has un
fine flour
has yarıiletken
intrinsic
HASAR
HARM
HASAR
HAVOC
HASAR
WRECKAGE
Hasar
Damage
HASAR
MISCHIEF
hasar
mischief
hasar
injury
HASAR
DEPREDATION
hasar
hurt
hasar
detriment
hasar
loss
hasar
scathe
HASAR
AVERAGE
HASAR
INJURY
hasar değerlendirmesi
damage assessment
Hasar durumu,hakim takdirinin altında kalan bir riskin,primine eklenen kati meblağ.
EXPENSE CONSTANT
hasar görmemiş, sağ sağlim, yaralanmamış, burnu bile kanamamış
unscathed
hasar görmemiş, sağlam
in one piece
hasar meydana getirmek
cause damage
Hasar oranı
Damage ratio
Hasar ödemesi
Claim payment
Hasar ödenmez (Free of damage absolutely).Hasarın ödenmeyeceği hakkında sigorta poliçelerine konulan koşul.Bu koşul altında yapılmış poliçe ile müşterek avarya (büyük avarya) kurtarma masrafları,çatışma masrafları vb. ödenmez.
DAMAGE ABSOLUTELY FREE
hasar sigortası, kaza sigortası
casualty insurance
Hasar talebi yapma
Claims made
Hasar talebinde,sigortalının sigortacıya vermiş olduğu bu mektupla sigortacı 3. şahıslardan talepte bulunmaya hak sahibi olur.Halefiyet mektubu.
LETTER OF SUBROGATION
Hasar tespit komisyonu
Damage determination committee
hasar tespiti
estimate of risk
HASAR VERME
DEPREDATION
hasar vermek
damage
HASAR YAPMAK
DAMAGE
hasar yarıçapı
damage radius
Hasar, zarar
Injury
hasara neden ol
cause damage
hasara neden olan
damager
hasara neden olmak
cause damage
Hasara uğamadan gerilmeye dayanıklı.
TENSILE STRENGHT
Hasara uğradığı sanılan.
SENTIMENTAL DAMAGE
Hasara uğramak
DAMAGE,RECEIVE
Hasara uğramak
DAMAGE,SUFFERED
Hasara uğramak.Uğranılan hasar
DAMAGE,SUSTAINED
HASARA UĞRATMAK
WRECK
HASARA UĞRATMAK
DAMAGE
Hasara uğrayan eski parça yerine konulan yeni parça için yapılan indirim,eski yeni farkı,eskime indirimi.
NEW FOR OLD
Hasarda,iyisinin dışında yapılan ödeme.Ayıklama koşulu.
SKIMMING CLAIM
Hasarın ödenmeyeceği hususunda sigorta poliçelerine konulan koşul.Bu koşul altında yapılmış poliçe ile müşterek büyük avarya,kurtarma masrafları,running down masrafları ödenmez.
FREE OF DAMAGE ABSOLUTELY
Hasarlı kanadı düzeltmek
To align a damaged blade
hasarlı kargo
damaged cargo
hasarlı kraliçe
damaged queen
Hasarlı yada hasarsızı ayırma.Sotaj.
SOUTAGE
Hasarlı yüklerin tamamen kayıpları kaçınılmaz olması nedeni ile fiilen makul olarak terkedilmesi yada kurtarılarak eski haline getirilmesi ve belli olan varma yerine varması için gerekli olan masraflar yüklerin değerini geçmedikçe hasarlı yüklerin C.T.L.
CONSTRUCTIVE TOTAL LOSS CLAUSE
Hasarlı; Hasarlanmış
Damaged
Hasarsı z malzeme testi
Non-destructive material testing
hasarsız
non damaged
Hasarsız
Free of damage
hasarsız
damage free
Hasarsız denge.
STABILITY,INTACT
Hasarsız sağlam değer.
SOUND VALUE
Hasarsız test, hasarsız muayene
Non-destructive test
Hasarsız; Hasara uğramamış
Undamaged
hasarsızlık indirimi
no-claim bonus
Hasat
Harvest
Hasat
Harvesting
HASAT
PICK
HASAT
TAKE
HASAT
INGATHERING
HASAT
CROP
HASAT ETMEK
REAP
HASAT KALDIRMAK
HARVEST
Hasat makineleri (üzüm hasat makineleri dahil) (kombine hasat ve harman makineleri, kök veya yumru hasat makineleri, hayvan yemi hasat makineleri hariç)
Harvesting machines (excluding combine harvester threshers, root or tuber harvesting machines, forage harvesters)
HASAT SONRASI KALAN BAŞAKLARI TOPLAMAK
GLEAN
hasat sonu
harvest home
hasat ürün
harvest
Hasat ve harman makineleri
Harvesting and threshing machinery
Hasat ve harman makineleri
Harvesting machinery
hasatçı
harvester
hasatçı
harvestman
hasatı toplama, hasat, mahsul
ingathering
hasattan sonra (tarladaki) ekinleri toplamak
glean
hasattan sonra başak toplamak
Gleaned
hasattan sonra çıkan otlar
aftermath
hasattan sonra ekin toplamak
glean
hasebiyle
account
hasebiyle
consideration
hasebiyle
In consequence of
haseki küpesi
canterbury bell
HASEKİKÜPESİ
COLUMBINE
hasekiküpesi
columbine
hasenat
good
haset
yellow
HASET
JAUNDICE
haset
jealous
HASET
JEALOUSY
haset
grudge
HASET
GRUDGING
HASET
ENVY
HASET
MALICE
hasetçi
jealous
Hasgirg süreci (Mg)
Hasgirg process
hasıl etmek, vuku bulmak
brought about
Hasıla
Yield
hasılat
proceeds
Hasılat
Return
Hasılat
yield
HASILAT
RECEIPT
hasılat
takings
hasılat bakiyesi
carryover
Hasılat, Gelir
Revenue
hasılat, kazanç
proceeds
HASIM
ANTAGONIST
hasım
antagonist
hasım
opponent
HASIM
ADVERSARY
HASIM
HOSTILE
hasım
inimical
HASIM
ENEMY
HASIM
FOE
hasım taraf
adversarial
hasım taraf
adversary
hasım taraf
adverse party
hasım, rakip
antagonist
Hasır
Mat
Hasır
MATS
hasır
matting
HASIR
STRAW
hasır
mesh
HASIR
WICKER
hasır yelken
lugsail
hasır altı etmek
keep the lid on
hasır altından yürütülüp vergisi ödenmeyen iş
nixer
hasır donatı
reinforcement mesh
hasır etek
grass skirt
HASIR GİBİ YAPMAK
MAT
HASIR İLE ÖRMEK
MAT