Meaning of
"GÖRE"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
göre
With respect to
GÖRE
BY
GÖRE
PER
göre
upon
GÖRE
ACCORD
GÖRE
ACCORDING TO
GÖRE
ACCORDINGLY
GÖRE
According To
GÖRE
TO
göre
in
GÖRE
PURSUANT
GÖRE
PURSUANT TO
göre
in view of
GÖRE
CONSIDERING
göre
considering
göre
As regards
GÖRE
IN ACCORDANCE WITH
Göre
In accordance with, according to
göre
In comparison with
GÖRE
IN PURSUANT OF
GÖRE
IN RESPECT OF
GÖRE
AFTER
GÖRE
FOR
GÖRE
FOR ALL
GÖRE
WITH RESPECT TO
göre davranmak
go by
göre davranmak
go-by
göre hareket etmek
go by
göre sıralamak
sort by
göre, aynen
according as
Görebildiğim kadar
As far as I can see
GÖREBİLEN
SIGHTED
Görece yansıtım
Specular reflection
GÖRECELİ
NOTIONAL
GÖRECELİ
RELATIVE
göreceli
relative
göreceli basınç, izafi basınç
relative pressure
göreceli hata
relative error
göreceli nem
relative humidity
göreceli olarak
relatively
göreceli veri kayıt öbeği
relative record data set
GÖRECELİK
RELATIVITY
görecelik kuramı, izafiyet teorisi
theory of relativity
görecilik
relativism
görecilikle ilgili
relativistic
görecilikle ilgili olarak
relativistically
göreli
arbitrary
göreli
relative
göreli
relative to
göreli
relativistic
göreli adres
relative address
göreli adresleme
relative addressing
göreli basınç
gauge pressure
göreli büyüklük
relative strength
göreli devinim
apparent motion
göreli frekans (sıklık)
relative frequency
göreli güç düzeyi
relative power level
göreli iletim düzeyi
relative transmission level
göreli kesinlik
relative precision
göreli konum
offset
göreli olmayan
non relativistic
göreli spektral duyarlılık
relative spectral sensitivity
Göreli Uçuculuk
Relative Volatility
göreli veri
relative data
göreli yoksulluk
relative poverty
göreli, bağıl
relative
göreli, göreceli, bağıl
relative
görelilik
relativity
Görelilik kuramı
Theory of relativity
görelilik kuramı
relativity theory
görelilik uyarınca
relativistic
görelim bakalım o yürek var mı sende?
are you a man or a mouse?
göremiyorum seni
I can’t see you
GÖREN
SIGHTED
GÖRENEK
CUSTOM
görenek
observance
görenek
tradition
Görenek dışı; Alışılmamış
Unconventional
göreneklere uymayan
unconventional
göreneksel
conventional
görerek anla
perceive by sight
görerek bekleme
visual holding
görerek iniş
contact landing
görerek meteorolojik şartlar
visual meteorological conditions (VMC)
görerek meydan kontrol derecesi
visual aerodrome control rating
görerek nişan
direct pointing
görerek seyir
contact navigation
görerek uçuş
contact flight
görerek uçuş kuralları
visual flight rules (VFR)
görerek yaklaşma
visual approach
göresiz
non-relativistic
GÖREV
BUSINESS
GÖREV
SERVICE
görev
service
görev
station
GÖREV
WORK
GÖREV
STINT
GÖREV
COMMISSION
görev
commission
GÖREV
FUNCTION
görev
function
GÖREV
SITUATION
GÖREV
OFFICE
görev
office
görev
role
GÖREV
MISSION
GÖREV
PIECE OF WORK
GÖREV
BILLET
GÖREV
APPOINTMENT
görev
appointment
görev
situation
görev
onus
görev
duty
görev
place
görev
mission
Görev
Mission, duty, task, job
GÖREV
CHARGE
GÖREV
ASSIGNMENT
görev
assignment
GÖREV
DEVOIR
GÖREV
POSITION
görev
position
Görev
Post
görev
employ
GÖREV
EMPLOYMENT
görev
task
GÖREV
JOB
GÖREV
INCUMBENCY
GÖREV
PART
görev alan kimse
presentee
Görev alanı
Field of duty
görev almak
be assigned
Görev almak
To take office
görev almak
take charge in
görev almak
take in charge
görev almak
take office
görev amacının kendini koruması
self protection of mission goal
görev anlayışı
sense of duty
GÖREV ANLAYIŞI OLMAYAN
UNDUTIFUL
GÖREV AŞKI
CALLING
görev başında azarlama
absentee rate
görev belirtici cümle
mission statement
görev bilgi tabanı
task information base (TIB)
GÖREV BİLGİSİ
DEONTOLOGY
Görev çerçevesinde
Within the framework of the task
görev çevrimi
duty cycle
Görev dağılımı
Distribution of duties
görev dağılımı
separation of duties (SOD)
görev dışı yaparak bir gemiyi bağlamak
lay up
görev göç ettirme
task migration