Translate
"SPAR"
in Turkish Language
English to Turkish
Turkish to English
English
Turkish
Spar
1) Direk; seren 2) Şpat; katmanlı taş3) Uçak kanadı ana kirişi
spar
1.seren, direk, 2.tartışmak, ağız kavgası etmek
SPAR
AĞIZ KAVGASI
SPAR
AĞIZ KAVGASI ETMEK
spar
atışmak
SPAR
BOKS MAÇI
SPAR
BOKS MAÇI YAPMAK
SPAR
BOKS YAPMAK
spar
dalaşmak
SPAR
DİREK
spar
f. (red, ring) i. boks yapmak; agiz kavgasi etmek, atismak, dalasmak; horoz gibi dovusmek: i. boks maci. sparring partner boksta idman arkadasi.
SPAR
HOROZ DÖVÜŞÜ
spar
i., f. (red, ring) den. agac cubuk, seren, direk: ucak kanadi ana kirisi. f. seren veya direk takmak. spar deck kontra guverte.
spar
i., min. ispat.
SPAR
KANAT ANA KİRİŞİ
SPAR
KAVGA ETMEK
SPAR
SEREN
SPAR
Seren,çubuk,direk,gönder.
SPAR
TARTIŞMA
SPAR
TARTIŞMAK
spar
v.tartış:n.direk
spar
yelkenli gemilerde üzerine dört köşe yelken açmak ve işaret kaldırmak için direğe yatay olarak bağla
spar buoy
gönderli şamandıra
SPAR CEILING
Ambar istiralyası
spar deck
kontra güverte, geçici güverte
Spar deck
Üst güverte
SPAR FENDER
Ağaç usturmaça.
sparable
başsız çivi
sparable
i. kundura veya cizme okcesine cakilan ufak bassiz civi.
spare
1.yedek, 2.az, kıt, 3.sıska, arık, zayıf, 4.fazla, artan, boş, serbest, 5.yedek parça, 6.kıymamak, canını bağışlamak, 7.esirgemek, 8.ayırmak
spare
arık
SPARE
AYIRMAK
SPARE
AZ
SPARE
AZ KULLANAN
spare
azlık
SPARE
BOŞ
spare
boş (zaman)
SPARE
CANINI BAĞIŞLAMAK
SPARE
CİMRİ
spare
eksik
Spare
EKSTRA, FAZLA, BOŞ, YEDEK
SPARE
ELİSIKI
SPARE
ESİRGEMEK
spare
f. kiymamak, canini bagislamak, oldurmemek; kurtarmak; idareli kullanmak; idare yoluna gitmek; esirgemek; vermek; onsuz olmak veya yapmak, onsuz isini cevirmek.
SPARE
FAZLA
SPARE
HARCAMAMAK
SPARE
HASİS
SPARE
İDARELİ KULLANMAK
SPARE
İHTİYAT
SPARE
KAÇINMAK
spare
kısa
SPARE
KIYMAMAK
SPARE
KORUMAK
spare
kurtarmak
SPARE
ÖLDÜRMEMEK
SPARE
SISKA
SPARE
TUTUMLU OLMAK
spare
v.ayır:n.yedek
spare
vermek
Spare
Yedek
SPARE
YEDEK PARÇA
spare
yedek, fazla
Spare
yedek, ihtiyat az, kıt dar, kısa, esirgemek, -den vazgeçmek, -i tutumlu kullanmak
SPARE
YETERSİZ
spare
yetersiz boş
SPARE
ZAYIF
Spare boiler
Yedek kazan
Spare compartment
Yedek hücre (şalt tesisinde)
Spare feeder
Yedek fider
spare me
hadi be sen de!
Spare mill
Yedek değirmen
Spare part
Yedek malzeme
spare part
yedek parça
Spare part, replacement part
Yedek parça
Spare parts for goods vehicles, vans and cars
Araçlar, minibüsler ve otomobil yedek parçaları
Spare parts list
Yedek parça listesi
Spare pump
Yedek pompa
spare queen
yedek kraliçe
Spare rib
Kaburga
Spare ribs
Kaburga
SPARE SMB.’S LIFE
CANINI BAĞIŞLAMAK
SPARE THE LIFE OF
CANINI BAĞIŞLAMAK
Spare the rod and spoil the child
Kızını dövmeyen dizini döver
SPARE TIME
BOŞ VAKİT
SPARE TIRE
GÖBEK
spare time
boş zaman
spare time
işten arta kalan zaman
spare time activities
boş zaman aktiviteleri
spare time activities
boş zaman etkinlikleri
spare time activities
boş zaman faaliyetleri
spare time activity
boş zaman uğraşısı
spare tire
stepne, yedek lastik
Spare tire
Yedek lastik
spare tire
yedek tekerlek
spare tyre
stepne
spare tyre
stepne, yedek lastik
spare wheel
stepne, yedek tekerlek
Spare, substitute, reserve, auxiliary
Yedek
spareness
1. azlık, 2. zayıflık
SPARENESS
ZAYIFLIK
sparerib
az etli domuz pirzolası
sparerib
az etli kaburga
sparerib
i. az etli domuz pirzolasi.
sparge
dağıtmak
sparge
f., i. dagitmak, serpmek; i. serpme. sparger i. biracilikta kullanilan serpme aleti.
sparge
serpmek
Sparging Device
Dağıtıcı cihaz
SPARING
AZ KULLANAN
SPARING
İDARE
SPARING
İDARELİ
SPARING
KAÇINMA
SPARING
TUTUMLU
SPARINGNESS
İDARELİ KULLANMA
SPARINGNESS
TUTUMLULUK
sparing
1.tutumlu, 2.az kullanan
sparing
az kullanan
sparing
idare
sparing
idareli
Sparing
idareli, tedbirli
sparing
ihtiyat
sparing
merhametli
sparing
n.tutumlu:v.ayır:prep.ayırarak
sparing
s. idareli, tedbirli; merhametli, vicdanli. sparingly z. tedbirli olarak sparingness i. tedbir, ihtiyat, idare.
sparing
tedbirli
Sparingly Soluble
Eser miktarda çözünür
Spark
1) Kıvılcım 2)Yanık, alev izi
spark
1.kıvılcım, 2.nebze, zerre, 3.işaret, eser, iz, 4.kıvılcım saçmak, 5.kışkırtmak
SPARK
ATEŞLEME
SPARK
ATEŞLEMEK
SPARK
BELİRTİ
spark
canlılık
spark
civelek
spark
çakım
spark
çakın
SPARK
ELEKTRİKÇİ
spark
elmas
SPARK
GEMİ TELSİZCİSİ
spark
gösterişli
SPARK
HAREKETE GEÇİRMEK
spark
havalı
SPARK
HOVARDA
spark
i., f. yakisikli delikanli; civelek kiz: (erkek) sevgili; sinirli kimse; f. flort etmek. sparkish s. hoppa, havali, civelek; gosterisli, iyi giyimli.
spark
kıvılcım
SPARK
KIVILCIM SAÇMAK
SPARK
KUR YAPMAK
spark
şerare
SPARK
TEŞVİK ETMEK
SPARK
UYANDIRMAK (İLGİ VB.)
spark
v.kıvılcım saç:n.kıvılcım
Spark
yakışıklı delikanlı