Meaning of
"sok"
in english language
Turkish to English
English to Turkish
Turkish
English
sok
stung
sok
insert
sok
plug in
sokağa çıkma yasağı
curfew
Sokağa çıkma yasağının kaldırılması
to lift the curfew
sokağa kadar lif
fiber to the curb (FTTC)
sokağa kadar optik lif
fiber to the curb, FTTC
sokağa terkedilmiş çocuk
foundling
Sokağa tükürmek yasak
No spitting on the street
SOKAĞI SÜPÜRMEK
SCAVENGE
sokak
street
sokak
avenue
sokak kedisi
alley cat
Sokak aydınlatma ekipmanı
Street-lighting equipment
Sokak aydınlatma sütunları
Street-lighting columns
Sokak aydınlatması
Street lighting
Sokak bankları (sokak mobilyası)
Street benches (street furniture)
sokak çalgıcılığı yapmak
busk
SOKAK ÇALGICISI
BUSKER
SOKAK ÇOCUĞU
FOUNDLING
SOKAK ÇOCUĞU
DEAD-END KID
SOKAK ÇOCUĞU
STREET URCHIN
SOKAK ÇOCUĞU
URCHIN
SOKAK ÇOCUĞU
GAMIN
sokak çocuğu
gamin
sokak çocuğu
ragamuffin
SOKAK ÇOCUĞU
GUTTERSNIPE
sokak çocuğu
guttersnipe
Sokak döşemeleri, sokak mobilyaları
street furniture
Sokak feneri direği
Lampost
Sokak isim levhaları
Street signs
sokak kadını
woman of the street
sokak kaldırımının kenar taşı
Curb
sokak kapısı
street door
sokak kedisi
alley cat
SOKAK KÖPEĞİ
CUR
SOKAK KÖPEĞİ
TIKE
SOKAK KÖPEĞİ
STRAY DOG
SOKAK KÖPEĞİ
TYKE
SOKAK KÖPEĞİ
PARIAH DOG
sokak köpeği
pariah dog
sokak köşesi
street corner
Sokak lambaları
Street lamps
sokak lambası
street lamp
sokak lambası
streetlight
SOKAK LÂMBASI DİREĞİ
LAMPPOST
Sokak lambası direkleri
Street lamp posts
sokak satıcısı
coster
SOKAK SERSERİSİ
SIDEWALK SUPERINTENDENT
SOKAK SERSERİSİ
TRAMP
sokak süpürme aracı
mechanical street sweeper
SOKAK SÜPÜRÜCÜ
SWEEPER
sokak, pişmanlık duymak, üzülmek
Rue
Sokaklar için acil durum telefon direkleri
Street emergency telephone posts
sokaklarda bağrışma
hue and cry
sokakları arşınlamak
pound the pavement
sokakların aydınlatılması
street lighting
sokakta gösterilen oyun
raree show
sokakta satılan dondurma
hokey-pokey
SOKAKTA TANIŞILMIŞ KADIN
PICKUP
sokakta tanışılmış kadın
pickup
sokaktaki adam, vatandaş, sıradan biri
man in the street
sokaktaki insan
the man in the street
SOKAN
STINGING
SOKAN HAYVAN
STINGER
SOKET
ANKLESOCK
SOKET
ANKLET
SOKET
SOCK
SOKET
BOBBY SOCKS
soket
socket
Soket
Sockets
SOKET ÇORAP
SOCK
soket dinleyici
socket listener
Soket kapağı
case of connectors
soket katmanı
socket layer
Soket kaynak
Socket weld
Soket röleler
Socket relays
soket vidası
socket screw
SOKET, PRİZ
Socket
Soketler
connectors
SOKMA
STICKING IN
SOKMA
STINGING
SOKMA
OBTRUSION
SOKMA
INSERTION
SOKMA YARASI
STING
SOKMAK
INVOLVE
sokmak
work
SOKMAK
LAND
SOKMAK
STICK
SOKMAK
STING
sokmak
stick
SOKMAK
THRUST
SOKMAK
DRAG
SOKMAK
SINK INTO
sokmak
implicate
sokmak
import
SOKMAK
DRIVE
SOKMAK
LET IN
sokmak
case
SOKMAK
PUT
SOKMAK
PUT IN
SOKMAK
PITCHFORK
SOKMAK
BITE
sokmak
get
SOKMAK
SLIDE IN
sokmak
insert
SOKMAK
RAM
sokmak
plunge
SOKMAK
POKE
SOKMAK
DIG INTO
SOKMAK
TAKE INTO
SOKMAK
IMMERSE
SOKMAK
SPATCHCOCK
SOKMAK
TUCK
SOKMAK
TUCK IN
SOKMAK
IMPLICATE
SOKMAK
ENGRAFT
SOKMAK
ENTER
SOKMAK
INGRAFT
SOKMAK
INJECT
SOKMAK
INSERT
SOKMAK
INSTIL
SOKMAK
INSTILL
SOKMAK (ARI VS.)
STING
SOKMAK (DURUMA)
SEND
sokmak delmek diken
prick
sokmak, içine koymak
insert
SOKMAMAK
SHUT
sokratik metod
socratic method
sokul
edge in
sokul
snuggle
sokulabilir altyordam
inserted subroutine
SOKULAN
CREEPY
SOKULGAN
AMIABLE
SOKULGAN
FRIENDLY
sokulgan
companionable
SOKULGAN
SOCIABLE
SOKULGAN
AFFABLE
sokulgan
folksy
SOKULGAN
INGRATIATING
SOKULGAN KİMSE
MIXER
SOKULGAN KİMSE
A GOOD MIXER
SOKULGAN OLMAYAN
UNFRIENDLY
SOKULGAN OLMAYAN
UNSOCIABLE
SOKULGAN OLMAYAN
UNSOCIAL
SOKULGAN OLMAYAN
UNCOMPANIONABLE
sokulganlık
companionability
sokulganlık
companionableness
SOKULGANLIK
SOCIABILITY
SOKULGANLIK
AFFABILITY